Şeyh Şamil’in İstanbul Günleri

Paylaşın:

Eyüp Camii’nin kuzey tarafında dik bir yokuş vardır, sonu Piyer Loti’ye çıkar. Adına Karyağdı Yokuşu derler. Yukarı doğru tırmandığınızda uzunca bir dönem Türkiye’nin fikir ve zikir hayatına yön veren isimlerin kabirleriyle karşılaşırsınız. Ünlü Üzeyir Garih Cinayeti de bu yokuşta işlenmiştir.

Kaşgari Dergahı

Yokuşun en tepesinde iki önemli nokta vardır. Biri Piyer Loti kahvehanesi, diğeri de Kaşgari Dergahı‘dır. En eskisi Piyer Loti‘dir. Bu bölge gözden ırak olduğu için Osmanlının son dönemlerinde hurufi adı verilen bir zümrenin mekanı olmuştu. Bunun gibi tepede 3 mekan daha biliniyor. Hurufiler burada toplanır, kendilerine has ayinler yaparlardı. Bununla kalmazlar, askerin içerisinde fitne çıkarıp ortalığı karıştırırlardı.

II. Mahmud döneminde de kazan kaldırınca, ordudaki ocaklarına incir ağacı dikilir. Top ateşiyle imha edilerek Yeniçeriler ortadan kaldırılır. Bunları fikren destekleyen yerlere ise kılıç yerine fikir çekilir. Tepedeki hurufi dergahlarının tam orta yerinde bulunan Kaşgari Dergahı bu hizmeti hakkıyla yerine getirir. Hurufiler tutunamayıp dağılırlar. Bir tek, bugün Piyer Loti adı verilen kahvenin bulunduğu yerdeki tezgah hayatiyetini devam ettirir. Asıl adı Julien Viadud olan Piyer Loti İstanbul’a geldiğinde işte burada kaldığından buranın ismi de o şekilde hatırlanmaktadır.

Kaşgari Dergahı ilginç bir yerdir. Bünyesinde nice insanlar yetişmiş, ünlü misafirler konaklamış.

Odesa’dan kalkan gemi İstanbul boğazında Asitane’yi 21 pare top atışıyla selamlar ve Kafkas Kartalı’nı istimbotla saraya teslim eder. Halk sokaklarda çılgınca İmam Şamil’i alkışlamaktadır. Öyle ki İmamı taşıyan Saltanat arabası, Tophane’de Nusretiye Camii’nin önünde kalabalıkta kaybolur. Eyüp Sultan’daki Kaşgari dergahında misafir edilir.

Dergahı yaptıran Murteza Efendi isimli bir zat, dergaha ismini veren ise Kaşgar’da, Maveraünnehir ikliminde kabını doldurup Anadolu’ya gelmiş bir zat olan Abdullah-ı Kaşgari adlı bir gönül adamıdır ve sadece Eyüp’e, İstanbul’a değil, 7 iklim 4 bucağa da faydası olmuştur. Kabri bu dergahın bir kenarında… Diğer kenarında ise İsa Geylani hazretleri medfundur. 90 yaşında vefat ettiğinde III. Selim Han‘a gözyaşı döktürmüştür.

Kaşgari Dergahı öyle bir zata evsahipliği yapmış ki pek kimse bilmez. Bu zat, İmam Şamil‘dir. Onu tanımayan yoktur.

Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretlerinin talebelerindendir. Fakih yani İslam hukukçusu, mürşid yani gönülleri yoğurup tımar edendir.

Tam 35 sene süren hürriyet bayraktarlığı esaretle sonuçlanır. Bir süre, Rusya’da tutulur. Osmanlı ile yapılan yazışmalar sonucu Rus Harb gemisiyle İstanbul’a gönderilir.

Çar I. Nikolai ve Çar II. Aleksandr

İmamın burada ağırlanmasının bir sebebi vardır. Zira; hocası Mevlana Halid Hazretlerinin tasarrufu bu ocakta tütmektedir.

Bunun yanısıra, harp akademilerini 5 yıldızlı pekiyilerle bitiren Rus generallerini hem gerilla, hem de meydan savaşlarında dize getirecek bir komutan, Çar II. Aleksandr‘ı sus pus edecek kadar da diplomasi ustasıdır. Bu çardan bir önceki çar olan I. Nikolay‘ın, Şamil yüzünden sinirleri bozulmuştu.

Şeyh Şamil, vefat eden yakınlarını bu dergahtan Karacaahmet’e uğurlar. Karacaahmed Kabristanı’ndaki Şeyh Şamil aile kabristanı, o çileli yılların İstanbul’daki hatırasıdır. Bu dergahta kaldığı sürece her gün Eyüp Sultan hazretlerini ziyaret eder. Her gün Karyağdı yokuşunu iner çıkar.

Geçmişe Mazi Derler, Ahmet Sarbay, İstanbul-2003

Paylaşın:

Sevebilirsin...